Belçika Genel Başkanımızı Bağrına Bastı

Merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının 6. senesi dolayısıyla gerçekleştirilen anma programlarının ilki Belçika’nın Antwerp şehrinde yapıldı. Belçika Antwerp Huzur Cemiyeti tarafından organize edilen program yoğun bir katılıma sahne oldu. Programa Belçika İslam Federasyonu Başkanı, Mütevelli Heyeti Üyemiz Mehmet Altınöz, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Mollaismailoğlu, Avrupa Erbakan Vakfı Başkanı Bahri Tükenmez, Saadet Partisi Belçika Temsilcisi, Belçika’da bulunan STK temsilcileri katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını Huzur Cemiyeti Başkanı Kamil Aslan yaptı. Aslan yaptığı konuşmada ülkemizin içinde bulunduğu duruma bakınca kardeşliğimizin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bütün Milli Görüşçüler tek bir vücut olarak Erbakan Hocamızın yolunda yürümeliyiz dedi.

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, konuşmasına Zeynel Abidin bey ve Osman Yumakoğulları başta olmak üzere Milli Görüş’ün Avrupa çalışmalarında büyük emekler sarfetmiş ve ahirete göç etmiş bütün geçmişlerimize rahmetler dileyerek başladı.

Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan konuşmasında şunları söylesi;

“Vefatının üzerinden 6 sene geçmiş olan Erbakan Hocamız için yapılan anma programlarında salonların doluyor olması çok önemlidir. Bunun sebebi Erbakan Hocamızın davasının Hak olmasından, Hz. İbrahim’in davası olmasındandır. Erbakan Hocamızın Peygamberlerin yolundan yürüyen bir lider olmasındandır. Bu programları sadece hatıralarımızı canlandırmak, sadece Erbakan Hocamızı dua ve hayırla yad etmek için yapmıyoruz. Biz bu programları, Erbakan Hocamızı ve fikirlerini gömüp üzerine beton dökeceğiz diyen Siyonizme karşı, siz bu davayı ve bu davanın takipçisi Erbakan Hocamızın isminide, fikirlerinide, hatırasınıda bitiremezsiniz demek için yapıyoruz.

Erbakan Hocamız hep 3 temel ders üzerinde duruyordu. Birincisi İslamsız saadet olmaz. Dünya ve ahiret saadeti için ilk şart İslam’dır. İkinci en önemli dersi, cihadsız İslam olmaz dersi idi. Üçüncü verdiği en önemli ders ise Siyonizmi tanımayan İslam’ı tam manasıyla kavrayamaz dersi idi. Cihad bütün insanlığın saadeti için çalışmaktır. ancak dünyada bir zümre var ki, onlar ne diyor, “ne münasebet, neden 7 milyar insan saadet bulacakmış”. İşte bu zümre Dünya Siyonizmidir. İşte cihat Siyonizimle ve Irkçı emperyalizmle mücadele ederek olur. İşte Erbakan Hocamız bize bu önemli dersleri öğreterek ve kendisi de bu uğurda bütün bir ömür mücadele ederek ahirete göç etti.

Erbakan Hocamızla ilgili yaptığımız bu anma programını “Aldanmayan-Aldatmayan Erbakan” sloganı ile yapıyoruz. Bu slogana “sadece konuşmayan yapa Erbakan” sloganını da ekleyebiliriz. İşte FETÖ meselesi. Erbakan Hocamızın yıllarca hakkında uyarılarda bulunduğu Fetullah Gülen’e methiyeler düzenler ve Erbakan Hocamızı eleştirenler şimdi Gülen’i Deccal ilan ediyorlar. Erbakan Hocamız Siyonizmi anlatırken, yıllarca Erbakan Hocamızı “bu hocada yaprak düşse Siyonizmden biliyor” eleştirisini yapanlar, bugün yaşanan olumsuzluklar karşısında üst akıl sözlerini sarf ediyorlar. Erbakan Hocamız yıllarca İslam Dinar’ı organizasyonunu kurmalı, kendi para birimimizi oluşturmalı ve ticaretimizde bu parayı kullanmalıyız derken, “bu dünyanın gerçekliğine aykırı, dolar olmadan uluslararası ticaret olmaz” diyenler, şimdi Dolar’a karşı kampanyalar düzenleyip, Dolar’ı kullanmayı bırakıp farklı enstrümanlarla ticaret yapmak derdine düştüler. Yıllarca faiz bir dünya gerçeğidir, faizssiz ekenomi olmaz, faizssiz ekonomi hedefi Erbakan Hoca’nın bize anlattığı masallardan biridir diyenler, bugün bankalara şu faizleri birkaç puan indirin diye adeta yalvarmaktadır. Bütün bunları anlatmamızın sebei nedir; bugün hala bizim Milli Görüş’e ihtiyacımız yok diyenler yarın çıkacaklar ve bizim Milli Görüş’ten başka yolumuz yok diyecekler.

Neden bu anma programında Aldanmayan-Aldatmayan Erbakan sloganını kullanıyoruz. İnternette 1992 Meclis konuşması. En zıt görüştekiler bile bu konuşmayı dinliyorlar ve çeyrek asır önce yaptığı konuşmayla, bugün yaşananları tek tek anlatıyor diyorlar. Irak’ta Saddam Hüseyin’i devirecekler, yönetim boşluğu oluşturacaklar, Irak’ı bölecekler, sonra Suriye’de aynısını yapacaklar, sonra sıra İran ve Türkiye’ye gelecek. İşte Erbakan Hocamız bunları söylüyor ve bu gün tüm bunlar tek tek gerçekleşiyor. Erbakan Hocamız vefatından kısa bir süre önce hastane odasında iken kendisine sorulan ” hocam bu Arap baharı için ne düşünüyorsunuz” sorusuna, ” bu Arap Baharı denen şeyden İslam Dünyasına hayır gelmez. Bu Siyonizmin kadro değişikliği operasyonudur” dedi. Bundan 6 sene evvle bunu söyleyebilmek her babayiğidin harcı değildir. İşte geldiğimiz şu günde yaşananlar ortadadır. Suriye’nin, Irak’ın, Libya’nın haline bakın. Suriye’li mültecilerin Ege’de, Akdeniz’de ki halini hepiniz görüyorsunuz.  Bu olayın bir bahar değil tam bir karakış olduğunu görüyoruz ancak bunu bugün değil 6 sene evvel söyleyebilmektir önemli olan. Kurtulduk diyenler, güzel günler göreceğiz diyenler, bugün pişmanlıklarını dile getiriyorlar, Irak’ta Saddam’ın heykelini yıkan Irak’lı” keşke ellerim kırılsaydı da yapmasaydım. Bu Amerika geldi, hepimizi perişan etti. Saddam Hüseyin’i mumla arıyoruz” diyor.

Bundan 10 sene evvel Altınoluk’ta Cuma namazı çıkışında Erbakan Hocamıza gazeteciler Kürt Açılımı ve Çözüm Süreci ile ilgili soru sordular. Henüz sadece sürecin adı var ancak somut adım atılmamış, Erbakan Hocamız dedi ki ” Bu Kürt açılımı dedikleri şeyden bir hayır gelmez”. Belki orada bu sözleri duyanlar içlerinden Erbakan Hocamızı eleştirmişlerdir, ya Hocam bırakta adımlar atılsın bakalım, belki iyi şeyler ortaya çıkar demişlerdir. Ancak ne oldu, gördük ki bu süreci değerlendiren terör örgürü, şehirlerde silah yığınakları yaptılar, şehirlerde adeta savaş çıkardılar. Erbakan Hocamız bunların olacağını 10 yıl önce söyledi.

Erbakan Hocamızın 2002 yılında Uğur Dündar’la yaptığı programı hatırlayacaksınız. Daha AKP henüz göreve başlamamışken bunlar bizim kardeşlerimiz, başarısız olmalarını istemeyiz. İsteriz ki hayırlı hizmetler yapsınlar. Ancak hayırlı iş yapmak sadece niyet etmekle olmaz. Bu işleri yapmak istiyorlarsa, bu 2002 yılı içersinde 100 milyar Dolar kaynak bulmak zorundalar. Borçlanmadan, zam yapmadan ve ek vergi koymadan bu kaynağı bulmak zorundalar. Eğer milli kaynaklarla bu parayı bulamazsanız bu parayı borçla bulacaksınız. Borçla, faizle bu işi yürütemezsiniz. Bu iş iflasa kadar gider Allah korusun.” dedi. Şimdi ne oldu, Varlık Fonu diye bir şey ortaya çıktı. Varlık fonu ne demek, bir ülkenin iflas etmeden öncdeki son durağı demek. Evin evlatları kumarda bütün varını yoğunu kaybetmiş, kumar masasına koyacak bir şeyi kalmamış, dedesinden kalan antika tabloyu kumar masasına koyup kumar oynamay devam ediyor. İşte Varlık Fonu bu. 2002’de Erbakan Hocamız bunu söylediğinde “Aman hocam, koskoca Türkiye iflasmı eder” dediler, işte Varlık Fonu bunu ispat etti.

Daha 15 Temmuz ortada yokken, 30 sene önce Erbakan Hocamız, herkesin Fethullah Gülen’e, Hocaefendi diye el etek öptükleri, methiyeler dizdikleri sırada, bu okullara çocuklarını gönderenler Siyonizme asker yetiştirir demişti. O zaman Erbakan Hocamızı kıyasıya eleştirenler, bu gün 15 Temmuz’u yaşayanlar, 15 Temmuz’da Siyonizmin oyununun bir parçası olan Gülen’le ilgili neler söylüyorlar.

Tüm bu gerçekler ortadayken biz nasıl “Aldanmayan ve Aldatmayan Erbakan” demeyelim. Milli Görüş yolunu, Erbakan Hocamızı takip edenler aldanmazlar, aldatılmazlar ve aldatmazlar. Ne diyordu Erbakan Hocamız meclis kürsüsünden “Banane Amerikadan, banane Amerikadan”. Erbakan Hocamzı bunu kuru bir söz olarak söylmedi. Alkış almak için de söylemedi. Söylediği o sözün gereğini yaptı. Erbakan Hocamız Başbakan olduğunda, ABD Büyükelçisi Marc Grossman geldi ve dediki ” Sayın Erbakan, sizinle görüşlerimiz uyuşmuyor, sizin iktidara gelmenizi de istemezdik. Ancak şartlar böyle gelişti. Biz profesyonel bir şekilde sizi tebrik etmek üzere geldik. Eğer siz bizim kırmızı çizgilerimize uyarsanız siznle de uyumlu çalışırız.”. Neymiş kırmızı çizgileri, Irak’a ve İran’a yapılan ambargolara uyacaksınız, Türkiye’de ki ABD askerlerine Çekiç Güc’e dokunmayacaksınız, Ortadoğudaki planlarımızda bizimle beraber hareket edeceksiniz. Erbaka Hocamız ne yaptı, Büyükelçiye kahvesini ikram etti, kendisini uğurladı ve sonra o ne dediyse tam tersini yaptı. İlk resmi ziyaretini İran’a yaptı. Neden? İslam Alemini bir araya getirmek için. İran’la doğalgaz anlaşması yaptı, Irak’la Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını açtı, Çekiç Gücü kulağından tuttuğu gibi dışarıya attı. ABD Kıbrıs harekatı sırasında bize ambargo koyduğunda, Türkiye’de ki tüm ABD üslerine el koydu. Bunları yaparken, hiç bir endişe ve korkuya kapılmadı. Elimdeki imkanı, hak dava için, ülkem ve milletim için kullanacağım dedie ve gereğini yaptı.

Şimdi Büyük Türkiye sloganlarını görüyoruz ve duyuyoruz. Bu sloganlar hava atmak için söylenmez. Bunun için Erbakan Hocamız gibi araba farları altında dahi olsa fabrikalar açmakgerekir.

Suriye’de istediğimiz olmuyor diye ağlıyorsunuz. Elbette ki olmaz. elimizdeki silahların menzili 40 km. ABD Atlantik Okyanusunda, Rusya Hazar deniziznden füze atarken, biz 40 km menzilli obüslerle DAEŞ’i bitirmeye çalışıyoryz. İşte Erbakan Hocamız yıllar önce bunu gördüğü için ROKETSAN fabrikasını kuruyor.

Erbakan Hocamzı İslam Dünyasının bugün içerisinde olduğu duruma düşme tehlikesini yıllar önce gördüğü için D-8 Birliğini kurdu.

O üzerine düşeni yaptı, görevini yerine getirdi. Önemli olan biz ne yapacağız. Bugün hangi hedeflerle yolumuza devam edeceğiz. Önce Yeniden Büyük Türkiye kurulacak. Türkiye ayağa kalkmadan İslam Alemi ayağa kalkmaz, İslam Alemi ayağa kalkmadan 7 milyar insanlık saadet bulamaz. Siyonizmin anlayışı ile, hak anlayışı olmayan, insani değerlari olmayan, bütün insanlık bize hizmet etmek için yaratıldı annlayışına sahip olanların kurduğu düzenle insanlık saadet bulamaz.

Borç faizinden kurtulup, yeni bir ekonomik anlayışla, insanlığı sömürüden kurtarmalıyız. Eğer bunu yapamazsak başta Türkiye olmak üzere, İslam Dünyası ve bütün insanlık ekonomik olarak siyonizme köle olmaktan kurtulamaz.

Erbakan vakfı mensupları olarak bizim hedefimiz tüm bu gerçekleri ortaya koyup bu hedeflere ulaşmak için var gücümüzle çalışmaktır. İnşallah 4 Mart tarihinde İstanbul’da 30.000 kişinin katılımı ile yeni bir başlangıç yapacağız”

Tüm bu hedeflere ulaşıncada diyeceğizki,” İŞTE ONE MINUTE BÖYLE OLUR”

Program yapılan dua ve hediye takdimi ile sona erdi.

PAYLAŞ