Müslümanların ortak değeri ve ilk kıblesi Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapan Kudüs, Dünya Siyonizmi’nin binlerce yıllık planları doğrultusunda bir kez daha Siyonist İsrail’in tehdidi ve tecavüzü ile karşı karşıya kalmıştır.
ABD Başkanı Donald Trump’ın daha seçildiği ilk günlerde açıkladığı Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak ilan edilmesi süreci bugün resmi olarak tüm dünyaya duyuruldu. ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması emrini veren Trump, kendisini adaylık ve seçim sürecinde Yahudi damadı Jared Kushner üzerinden destekleyen Siyonist Lobilere olan borcunu böylece ödemiş oldu. İsrail, Dünya Siyonizmi ve başkanlığını Siyonizme borçlu olan Trump sorumluluklarının bilinci ile hareket ederken, asıl hedefleri olan Büyük İsrail yolunda bu adımları bilinçli bir şekilde atarken, İslam Dünyası’ndaki bir kısım işbirlikçi yöneticiler yine bu aynı odakların planlarının bir parçası olmaları hasebiyle bu haksız ve hukuksuz adım karşısında sessiz kalmakta ve gereken adımları atmamaktadır.
Suudi Arabistan Yönetimi’ndeki bazı yetkililer tarafından açıklanan ılımlı İslam’a (!) geçiş sürecinin içerdiği mana ABD’nin aldığı bu hukuksuz kararın bir ön habercisi idi. Zira ılımlı İslam kavramı ile kastedilen, Siyonizmin dünyayı yönetmesine ve sömürmesine ses çıkarmamak, Siyonist işgallere göz yummak, Siyonizm’in Kudüs’ü gasp etmesi karşısında göstermelik tepki gösterip adeta başını toprağa gömmektir.
Bir asırdır Filistinli müslümanların mücadelesine verilen cılız ve sadece sözlü destekler, Türkiye’de ve İslam ülkelerindeki bir kısım yöneticilerin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi, İsrail’le kurulan stratejik ortaklıklar, ABD ile yapılan küresel anlaşmalar, Dünya Siyonizminin kurduğu G-20, NATO, BM, AB ile ilişkiler uğruna temel değerlerin görmezden gelinmesi, Kudüs’ün, Filistin’in ve bütün İslam Alemi’nin kurtuluş anahtarı olan D-8 Organizasyonu’nun gerektiği şekilde çalıştırılmaması, D-60 Projesi’nin hayata geçirilmemesi, bu günü hazırlayan, bu kararın alınması cesaretini oluşturan, bu pervasızlığı ortaya çıkaran başlıca sebeplerdir.
Merhum Liderimiz Erbakan Hocamızın hayatı boyunca kurtuluşu icin mücadele verdiği Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın İsrail işgalinden kurtarılması, başta İslam Alemi olmak üzere tüm insanlığın üzerine bir kara bulut gibi çöken Siyonizmin işgal ve sömürü planlarının ortadan kaldırılması hedefine ulaşılması, Anadolu’nun imanlı ve inançlı evlatlarının öncülüğünde, İslam coğrafyasının tüm mazlum halklarının ortak mücadelesi ile gerçekleşecektir.
Bizler Erbakan Hocamızın dava erleri Erbakan Vakfı mensubu Milli Görüşçüler olarak, merhum liderimizden aldığımız bu cihad bayrağını bir gün bile yere düşürmeden, aynı kararlılık ve azimle taşımaya devam edeceğiz. Alınan bu karar elbetteki bizim için yok hükmündedir. Ancak bu kararı alıp uygulamaya koyanlar şunu bilmeliler ki, Türkiye’nin öncülüğünde D-60 Projesi’ni hayata geçirip, İslam Birliği’ni kuracağımız ve bu kararın yazılı olduğu kağıtları yırtıp atacağımız günler mutlaka gelecektir.
Erbakan Hocamızın her fırsatta “Bizim milletimizin üzerindeki külü üflesen altından kor gibi iman ateşi çıkar” diye iftihar ettiği Aziz Milletimiz, bu tecavüz karşısında en gür şekilde sesini yükseltecek ve üzerine düşeni yerine getirecektir.
Bizler asıl olarak “Büyük İsrail” yolunda atılan bir adım olan bu haksız ve hukuksuz kararı tanımadığımızı, tanımayacağımızı, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı Siyonizmin pencesinden kurtarmak icin, Büyük İsrail planının hedefe ulaşmasını önlemek icin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en kararlı bir şekilde mücadelemize devam edeceğimizi tüm dünyaya ilan ediyoruz.
Zafer elbette ki inanan ve bu uğurda şuurla mücadele edenlerindir ve zafer yakındır.
ERBAKAN VAKFI GENEL MERKEZİ