Mekkenin Fethi Programında Büyük Coşku

Vakfımzın İstanbul Temsilciliği Gençlik Kolları tarafından organize edilen Mekke’nin Fethi programı büyük bir katılım ve coşkuya sahne oldu.

Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programa Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın yanısıra, Mütevelli Heyeti Üyemiz Mehmet Altınöz, Genel Başkan Yardımcımız Zafer Emanetoğlu, İl Başkanımız Hüseyin Terzi, İl Gençlik Kolları Başkanımız Mehmet Ali Koçer, STK yöneticileri katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Mehteran Takımının konseri ile devam etti.

Açılış konuşmasını İl Gençlik Kolları başkanı Mehmet Ali Koçer yaptı. Gençlik Başkanımzı yaptığı konuşmada “Dünya siyonizminin İslam coğrafyasında ve özellikle Türkiye’de müslümanların inancından uzaklaştırmak için büyük bir gayret göstermektedir. Onlar ne kadar çalışırsa çalışsınlar bizler de Erbakan Hoca’nın talebeleri olarak imanlı ve inançlı bir gençlik yetiştirmek için var gücümüzle çalışacağız. Ve biz biliyoruz ki, biz Hak için çalıştığımız müddetçe Allah bize yardım edecek ve biz galip geleceğiz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen İl Başkanımız Hüseyin Terzi, heyecanlı, gayretli bir gençlik teşkilatımız olduğu için büyük memnuniyet duyuyoruz. Allah kendilerinden razı olsun. Bu gece Mekke’nin Fethi’nin yıldönümüdür. Bu gece başka anlamlarda içerebilir ama bizim tek anlamı Mekke’nin Fethinin yıl dönümü olmasıdır. Mekke’nin Fethi bize imanın kalıcı, küfrün geçici olduğunu öğretir.Umutsuzluğa yer olmadığını, her zorluğa rağmen çok çalışarak hedefe ulaşabileceğini öğretir. Mekke’nin Fethi sonrası Hz. Peygamber’in Mekke’li müşrikleri affetmesi, İslam dininin şefkat dini olduğunu gösterir. Mekke’nin Fethini ananlar, işbirlikçi olmazlar, müslüman kanı dökmezler diye konuştu.

Genel Başkan Yardımcımız Zafer Emanetoğlu yaptığı konuşmada; Hz. Peygamber içerisinde bulunulan sıkıntılı haller ile Mekke’yi terk ederken, -Ey Mekke, senden zorla çıkarılmasaydım seni asla terk etmezdim- dediğinde Allah-ü Teala Resulüne Ayet-i Kerime ile hitap etmiş ve “Sana Kur’an-ı farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek yere döndürecektir” ilahi kelamı ile Mekke’nin Fethini müjdelemiştir dedi.

Mekke’nin Fethi ile alakalı konuşma yapan Eski Müftü Mustafa Polat Hoca, müslümanların her bakımdan güçlü olması gerektiğini söyleyerek, ” Müslümanlar fıkıh, kelam, hadis gibi ilimleri öğrenirken beraberinde mutlaka matematik, fizik, kimya gibi ilimleri de öğrenmek zorundadır. Hz. Peygamber Mekke’den hicret ederken manen elbetteki kuvvetli idi müslümanlar anca maddi olarak, askeri güç olarak zayıftılar. Ne zaman ki maddi güce de ulaşıldı, askeri olarak kuvvetli hale gelindi işte o zaman Mekke fethedildi. Bu gün müslümanlar iman ve inanç açısından ne kadar kuvvetli olursa olsun, mutlaka maddi gücüde ellerine almalıdır. Batılı emperyalist güçler bu gün İslam coğrafyasını imansız olmalarına rağmen ellerinde bulundurduklaru silah gücü işgal etmekte ve müslümanları katletmektedirler.” diye konuştu.

İlahi, marş ve sema gösterimi ile sahne alan Ufuk Akın ve ekibi, programda coşkulu anlar yaşattı.

Son olarak kürsüye Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan; programın başında her şeyden önce Cenab-ı Allah’a hamd ederek başlamamız gerekir. Hayatını Hak davaya adayan Erbakan Hocamızın talebeleri olmayı lutfettiği için şükrediyoruz, birileri başka işler peşindeyken bizlere Mekke’nin Fethini anmayı nasip ettiği için şükrediyoruz. Alemlerin Efendisi Peygamberimize Salat-u Selam ediyoruz. Bizler bu gece Milli Görüşçüler ve Erbakan Vakfı mensupları olarak, sicilinde sadece kan ve gözyaşı olan Batıyı örnek almayı reddeden şuurlu müslümanlar olarak bu salonu doldurduk. Ne mutlu Batı taklitçiliğini elinin tersi ile itip kendi değerlerine sahip çıkanlara.

Maddi imkanlar olmasa da, bütün şartlar aleyhde olsada, onların dağları yerinden oynatacak güçleri olsada, sözde değil özde mücahitler olduğu zaman, Allah’ın yardımı gelir ve en büyük fetihler gerçekleşir.

Mekken’in Fethi tarihte eşine rastlanamayacak bir fetihtir. Zira kan dökülmeden yapılan bir fetihtir, Hz. Peygamber en azılı düşmanlarını dahi affetmiştir. Bunu yaparken en ufak sorgu sual edilmemiş, mahkeme kurulmamıştır. O dönem içerisinde yapılan fetihler sonrası, fethedilen şehirlerin yağmalanması, insanların kılıçtan geçirilmesi normal karşılanırken Hz. Peygamber’in böyle bir fetih gerçekleştirmesi elbetteki eşsiz bir hadisedir. Bu gece bu fethi tam olarak idrak edebilmeyi, yeni gönül fetihleri gerçeklştirmeyi Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyoruz.

Pekala günümüze baktığımızda neler görüyoruz. Ortadoğuya, İslam alemine ve ülkemize bakltığımızda ne görüyoruz. İslam alemindeki mesele basit bir meseledir. Asıl mesele İslam ülkelerinin parçalanıp daha küçük ülkeler haline getirilecek ve Büyük İsrail’in kurulmasının yolu açılacak. Yaşanan hadiseler çok karmaşık oarak görülebilir ancak mesele aslında bu kadar basittir. Bunu nasıl yapıyorlar. Yıllardır denedikleri, adeta laboratuvar ortamında ortaya çıkardıkları iki temel mikrobu kullanıyorlar. Birincisi Milliyetçilik mikrobu, İkincisi Mezhepçilik mikrobu. İşte bu mikrobu kullanarak İslam coğrafyasında toplumlar birbirine düşürüldü. Ve böylece biz bugün Suriye’de Irak’ta, Libya’da acı dolu görüntüleri izliyoruz.

Siyonizmin bunları yapması kendi inançları çerçevesinde son derece normal, zira onalra göre müslüman kanı dökmek adeta farz bir ibadet. Asıl olan soru; biz ne yapıyoruz. Yaptığımız sadece yara sarmak, gıda götürmek, çadır kentler kurmak. Adeta Siyonizmin hastanesinde hemşirelik yapıyoruz. ABD’nin, Siyonizmin oluşturduğu ve kangren olmuş yaraları iyileştirmeye çalışıyoruz. Yani kanseri tedavi etmiyoruz, morfin vurup acıyı dindirmeye çalışıyoruz. Hemşirelik elbetteki önemlidir, ancak asıl olan doktorluk yaparak hastalığı ortadan kaldırmaktır.

Nasıl olacak, nasıl bu sıkıntılar bertaraf edilecek. Ne diyorlar, biz BM ile AB ile G20 ile NATOi le sorunlara çözüm arıyoruz. Sen bilmiyormusun ki adını saydığın bu örgütlerin tamamı dünya Siyonizminin kurduğu örgütlerdir. Bu gün AB’ye en büyük destek dünya Siyonizmini en büyük ailelerinden biri olan Rothschild ailesi tarafından verilmektedir. Bu örgütlerden İslam Alemine çare gelmez, bizim derdimeze çözüm bulunmaz.

Bizim yapmamız gereken Erbakan Hocamızın kurduğu D-8’in devamı olarak D-60’ı kurmaktır. Şanlı tarihimizde olduğu gibi İslam Alemine liderlik etmeliyiz. Eğer böyle yapmazsak, AB’nin oyuncağı oluruz,ABD’nin Ortadoğuda ki posta memuru oluruz, İsrail’in öncülüğünde kurulan Sünni ittifakının Mısır’la birlikte bir üyesi oluruz. Bunu biz demiyoruz, İsral Ulusal Güvenlik Merkezi Başkanı General Amos Yadlin diyor.

Bizler İslam Birliğini kurarak, Yeni Bir Dünyayı tesis edeceğiz. Biz doktorluk yaparak İslam Aleminin yaşadığı sorunları sıkıntıları bertaraf edeceğiz.

Genel Başkanımzın konuşması sonrası Abdullah Süratli hocanın yaptığı dua ile program sona erdi.

PAYLAŞ