Sarıkamış Şehitlerine

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda Yemen başta olmak üzere birçok cephede savaş vermekte olduğu için Sarıkamış harekâtında da yeterli donanım ve teçhizata sahip değildi. Ruslar zaten Karadeniz’deki bütün ikmal yollarını kesmiş ve iaşe taşıyan gemileri de batırmıştı, Sarıkamış’ta askerlerimiz daha hedefe varamadan, kara ve soğuğa teslim oldular.

Sarıkamış, belki de tarihimizin en acılı sayfası olması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır, çünkü tek bir kurşun dahi atamadan on binlerce mehmetçik iklim şartlarına teslim olmuştur.

Bunun en büyük nedeni ise:

- Osmanlı askerlerinin savaş yorgunu olmaları ve cepheden cepheye koşmaları, kış şartlarına uygun askeri donanım, mühimat ve yeterli teçhizat ve iaşeye sahip olamamaları,

- Uygun olmayan savaş stratejileri ve geçit vermeyen arazi ve doğa şartlarının yeterince dikkate alınmaması

- Komuta kademesi ve savaşan unsurlar arasındaki irtibatların kopuk olması gerekli koordinasyonun sağlanamaması,

- İklim şartlarının çok ağır olması, ister istemez bu hezimetin ortaya çıkmasına en büyük neden olmuştur.

Bu olay; bütün imkansızlık ve olumsuzluklara rağmen, geçit vermeyen Allahuekber Dağları’nın çetin doğal şartlarına rağmen, vatan için canlarını ortaya koyan kahraman Anadolu insanının cihad şuurunun, şehitlik bilincinin ve birlikteliğinin en önemli göstergesidir.

Vatan sevgisinin sadece lafla olmayacağı, vatan uğrunda fedakarlık ve mücadele ile olabileceğinin bilincinde olan mehmetçiklerimizSarıkamış’ta bir tarih yazdılar.

Çanakkale‘de, Yemen’de, Sarıkamış’ta ortaya konan azim ve kahramanlık bu necib milletin imanından, inancından, cihad şuurundan,şehitlik bilincinden kaynaklanmaktaydı.

Cenabı Allah onlara gani gani rahmet etsin, cümlemizi şefaatlerine nail eylesin inşallah …

Bizler her yıl olduğu gibi elbette ki şehitlerimizi anmaya devam edeceğiz. Buraya da canları pahasına bu vatan parçasını koruyup,bizlere emanet ettikleri için onları hayırla yad etmeye ve onlara şükranlarımızı sunmaya geldik.

Fakat bu yeterli midir, elbette ki hayır ….

Bizlere düşmanca muamele peşinde olan dış güçlerden temin edilen silahlar ve teknolojiyle vatanımızı savunmamız asla mümkün değildir. Onların ruhlarının huzur içerisinde olması ve bizlerin de güven içinde olabilmemiz için, Milli Savunma Sanayimizi mutlaka harekete geçirmemiz ve güçlendirmemiz kaçınılmazdır.

Son yaşanan olaylar, müttefik ve stratejik ortak olarak gördüğümüz ülkelerin bize karşı takındıkları tavırlar ve terör örgütleriylealeni olarak iş birliğine gitmeleri başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmemizi ve yeniden özümüze dönmemizi zorunlukılmaktadır.

Şu anda, ne yazık ki, Sarıkamış faciasının benzeriyle karşı karşıya bulunmaktayız. TR’nin dört bir yanından ve Suriye’den gelen şehit haberleri yürekleri yakmaktadır. Ortadoğu’da meydana gelen olaylar ve otorite boşlukları en kötü şekilde Türkiye’yi etkilemektedir.

Bizler, kendimiz üretmedikçe, güçlü olmamız, hatta tam manasıyla bağımsız olmamız asla mümkün olamaz.

Vatan sevgisi sloganlarla, hamasi nutuklarla olmaz …

Sarıkamış ruhunu hep diri ve canlı tutabilmemiz, vatan sevgimizi gösterebilmemiz, şehitlerimize layık olabilmemiz, güçlü ve istikrarlı, en gelişmiş teknolojiyi kullanan ve dışa bağımlı olmayan MİLLİ SAVUNMA SANAYİ’MİZİ kurmakla mümkün olacaktır ...

Bu noktada Erbakan Hocamızdan bahsetmeden geçemeyeceğiz .…

Daha 1950’lerde GÜMÜŞ MOTOR’u kurması, (ilk yerli ve milli motorun üretilmesi)

1970’lerde AĞIR SANAYİ HAMLESİ‘nin başlatılması, (200 ağır sanayi tesisinin temeli atıldı, 70 tanesi hizmete girdi, 100 bin milli tank üretme girişimi)

ASELSAN’ın kurulması, (askeri teknoloji ve elektronik sistemlerin yerli ve milli olarak üretilmesi)

TEMSAN’ın kurulması, (milli uçak motorunun üretilmesi)

TUSAŞ‘ın kurulması, (milli uçak üretimi)

ROKETSAN’ın kurulması, (milli hava savunma sistemlerinin, güdümlü füzelerin üretilmesi)

1997’de TR’nin öncülüğünde D-8’i hayata geçirmesi,

Erbakan Hocamız’ın bütün bu hamleleri işte bu sebepleydi. Erbakan Hocamız bütün bu adımları dış güçlere muhtaç olmayan Türkiye, tam bağımsız Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye için attı.

Burada 102. yılında Sarıkamış şehitlerimizi hayırla yad eden bizlere düşen, sadece şehitlerimizi anmak değil,

Erbakan Hocamız’a tamamlatılmayan projelerin tamamlanması, Erbakan Hocamız’ın gösterdiği hedeflere ulaşılması için canla başla çalışmaktır …

Şehitlerimizi anarken bu uğurda canla başla çalışacağımıza, Erbakan Hocamız’ın gösterdiği hedeflere mutlaka ulaşacağımıza hep birlikte söz veriyoruz …

Sarıkamış şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz, Cenabı Allah’dan milletimize bir daha böyle felaketler yaşatmaması için niyazda bulunuyoruz …

ERBAKAN VAKFI GENEL MERKEZİ

PAYLAŞ