Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan il gezilerini sürdüyor. Çalışmalar kapsamında Çorum’a giden Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan divan toplantısı, ziyaretler, tv programı ve konferanstan oluşan yoğun bir gün geçirdi.
Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan ilk olarak, Erbakan Vakfı Çorum Temsilciliği’nce düzenlenen İl Divan Toplantısı’na da katıldı.
Divan Başkanlığı’nı Erbakan Vakfı Bölge Sorumlusu İbrahim Çelik’in yaptığı toplantıda Çorum Temsilcimiz Yakup Taş ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile ilçe temsilcileri, ilçe yönetimleri, kadın kolları ve gençlik kolları temsilcileri hazır bulundu.
Divan toplantısının açılış konuşmasını yapan İl Temsilcimiz Yakup Taş, Çorum’da Milli Görüş bayrağının Erbakan vakfı ile dalgalanıyor olması, Milli Görüş anlayışının Erbakan Vakfı ile varlığını sürdürüyor olması ve bu süreçte bu çalışmaların içerisinde bütün vakıf gönüllüleri ile birlikte bulunuyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz dedi. Türkiye’nin tüm illerinde olduğu gibi Çorum’da da Milli Görüş’e olan ihtiyacı görüyoruz. Toplumsal hayatta, iş hayatında, manevi alanda ortaya çıkan olumsuz halin ortadan kalkmasında ve yeniden güzel günlerin yaşanmasında en önemli vazife Milli Görüşçülere yani bizlere düşmektedir dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Çorum İl Sorumlusu Mehmet Aşıla, merhum liderimiz Erbakan Hocamızın bize bıraktığı bu davayı yere düşürmemek, sürdürmek ve bizden sonraki nesillere teslim etmek bizim için en büyük vazifedir dedi.
İl ve ilçe çalışma raporlarının sunumlarının yapıldığı divan toplantısında son olarak kürsüye Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan çıktı. Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi;
Vakfımız tüm Türkiye’de büyük bir teveccüh görüyor, bu teveccühü Anadolu’nun her ilinde olduğu gibi Çorum’da da görmekten büyük mutluluk duyuyoruz.. Tüm Türkiye’de 76 ilde il temsilcilerimizi atamış, 400’ün üzerinde ilçede temsilcilerimizi belirlemiş bu teşkilatın Türkiye’nin ve Dünya’nın geleceği için çok önemli bir görevi var. Bu görevin ilk adımı Yeniden Büyük Türkiye’nin kurulmasıdır. Türkiye’miz Siyonizmin ve ırkçı emperyalizmin kıskaçlarından kurtarılmayı beklemektedir. Bunu yapacak anlayış, irade ve kararlılık ancak Milli Görüş’te veMilli Görüş’ün merkezi koumunda bulunan Erbakan Vakfı’nda bulunmaktadır. Yeniden Büyük Türkiye kurulacak ve ülkemizin ve milletimizin öncülüğünde İslam Birliğini kurarak Yeni Bir Dünya’yı tesis edeceğiz inşallah. Bu sebeple Erbakan Vakfımızın her bir mensubu, bu bilinçle, bu şuurla takatinin sonuna kadar çalışmakla ve cihat etmekle mükelleftir.
Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, 4 Mart’ta İstanbul Abdi ipekçi Arena’da gerçekleşen “Aldanmayan-Aldatmayan Erbakan” anma programına 22.000 kişinin katılımı ile birlikte Erbakan Vakfı’nın geldiği noktanın, milletimizin vakfımıza karşı gösterdiği ilginin ne derece önemli boyutlara ulaştığının açık bir şekilde görüldüğünü ifade etti. Bu programla birlikte Milli Görüş’ün asıl adresinin Erbakan Vakfı olduğu bir kez daha tescil edilmiştir diyen Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, aynı heyecan ve azimle tüm Türkiye’de ulaşılmadık bir il ve ilçe bırakmadan teşkilatlanma çalışmalarına devam edeceğiz dedi.
Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan konuşmasının devamında şunları söyledi;
“Yollar, havaalanları, köprüler, denizaltından geçen tüneller yapılırken, bu kadar başarılı görülen hizmetler ortadayken Milli Görüş’e ve Erbakan Vakfı’na ne gerek var sorusu sorulabilir. Bu sorunun cevabını vermek önecelikli görevimizdir. Bu dünya düzenini oluşturan dünya Siyonizmi, kendi oluşturduğu bu düzene itiraz edilmedikçe, yaptığı zulümlere, döktüğü kanlara, gerçekleştirdiği işgal ve katlliamlara ses çıkarılmadıkça kimin ne yaptığına karışmaz. Türkiye’de Erbakan Hocamızın kurduğu hükümete karşı yapılan ve bin yıl sürecek denilen 28 Şubat darbesi, Erbakan hocamız namaz kıldığı için, eşi tesettürlü olduğu için, hocalara başbakanlıkta iftar verdiği için yapılmadı. 28 Şubat Erbakan Hocamız, siyonizmin düzenini yıkmayı hedefleyerek D-8’i kurduğu için yapıldı. Bin yıl sürecek denilen ama bugün bittiği söylenen 28 Şubat sürecinin bitip bitmediğini anlamak isteyenler, G-20 toplatısına gitmek yerine D-8 toplantısı düzenlesinler, Avrupa Birliği ile gelecek planları yapmak yerine İslam Birliği’ni dillendirsinler. Bakalım o zaman, 28 Şubat bitmişmi, bitmemişmi. İşte bu yüzden Erbakan Vakfı ve Milli Görüş’ün var olması, çalışması, gayret etmesi ve İslam Birliği hedefi ile mücadele etmesi önemlidir”
Divan toplantısı sonrası Çorum İnsani Değerler Platformu üyeleriyle buluşan Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, özellikle İslam coğrafyasının içerisinde bulunduğu durum üzerine Platform üyeleri ile karşılıklı sohbette bulundu.
İlim Yayma Cemiyeti Çorum Şubesi’nin evsahipliğindeki yemekli toplantıya Platform üyesi sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri katıldı.
Ulucamii’de namaz kılan Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, Hürriyet Meydanı ve Kitap Fuarı’nda Çorum halkıyla buluştu.Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan ayrıca TV19’a konuk olarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın Çorum’da ki son programı İl Temsilciliğimiz tarafından Hitit Üniversitesi Çorum Meslek Yüksek Okulu Ethem Erkoç Salonu’nda gerçekleşen konferans oldu. Programa Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın yanı sıra Genel Başkan Yardımcımız Bahattin Sungur, siyasi parti ve STK temsilcileri, akademisyenler üniversite öğrencilerinin de katıldığı konferansa Çorumlular yoğun ilgi gösterdi.
Konferans programı İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programın açılış konuşmasını yapan İl Temsilcimiz Yakup Taş, Erbakan Vakfı’nın Çorum’da ki çalışmları ile alakalı bilgiler verdi.
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkan Yardımcımız Bahattin Sungur tüm Türkiye’de yürütülen çalışmalar kapsamında gidilmedik il, ilçe ve belde kalmayacağını, bu çalışmaların ibadet aşkıyla sürdürüleceğini dile getirdi. Erbakan Hocamızın bizden istediği ve her seferinde üç kez tekrar ederek dile getirdiği “heyecan, heyecan, heyecan” ile İslam Birliği kurulana dek durmayacaklarını söyledi.
Son olarak kürsüye Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan geldi. Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan konuşmasında şunları söyledi;
“ Geçtiğimiz ay 4 Mart’ta İstanbul Abdi İpekçi Arenada bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz en büyük, en muazzam programımızı Erbakan Vakfı olarak gerçekleştirdik. Cenab-ı Allah’a bu sebeple sonsuz şükürler ediyoruz. Başkalarının üzerine para vererek, mecbur tutarak çeşitli kuruluşların personelleri ile doldurdukları o salonu biz imanla, inançla doldurduk elhamdülillah. İktidar desteği, medya desteği, sermeye desteği olmadığı halde ecdadımızın Çanakkale’de kazma kürekle, kuru ekmek yiyerek, delik ayakkabılarla o dönemim süper gücü olarak bir destan yapması gibi, her türlü engellemeye, her türlü imkânsızlığa, bütün şartların aleyhte gözükmesine rağmen, hiçbir mazeretin arkasına sığınmadınız ve o salonu öylesine insan seli halinde doldurdunuz.
4 Mart programı Milli Görüş tarihinde, İslam tarihinde, Türkiye’nin tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Milletimizin, İslam âleminin ve insanlığın kurtuluşunun ilacı olan Milli Görüş Hareketi’nin üzerindeki sis perdesinin dağıtıldığı, üzerine serpilmiş olan; ölü toprağının tamamen ortadan kaldırıldığı Fetret Devri’nin sonunun geldiğini işaret eden, çok tarihi, çok önemli bir dönüm noktası ve tarihi bir toplantıdır. Ebetteki bu toplantı için Cenab-ı Allah’a şükrediyoruz ve siz teşkilat mensuplarımıza vakfımızın gönüllülerine teşekkür ediyorum. Erbakan hocamıza olan özlem, Erbakan hocamızın fikirlerine, projelerine olan ihtiyacın daha da arttığını gördük. 4 Mart programı bunun bir ispatıdır. Yıllar geçtikçe unutulup, insanların içindeki aşk soğuyacağına, azalacağına tam tersine zaman geçtikçe özlem, heyecan ve aşk artmaktadır. Onun şahsında, Milli Görüş’e olan özlem artmaktadır. Onun şahsında, Milli Görüş’ün projelerine, çözüm önerilerine olan ihtiyaç ve özlem artmaktadır. Onun şahsında, bu konferansımızın ismi olan “Yeniden Büyük Türkiye” sloganına,”Yeni bir Dünya” sloganına,”İslam birliği “sloganına özlem ve ihtiyaç artmaktadır. Nasıl artmasın, Erbakan hocamızın meşhur sözlerini hatırlayacaksınız. Diyordu ki; “Yahu ne olursunuz bir kerede şu dış güçlerden, şu Siyonizm’den önce siz beni anlayın da, şunlar farkına varmadan yapacağımız hizmetleri yapalım.Siz anlayana kadar,onlar çok önceden anlıyorlar, tedbirlerini alıyorlar ve bizim yapacağımız hizmetleri, atacağımız adımları engelleyip mani oluyorlar. Ne olursunuz millet olarak, İslam Alemi olarak bir kere de şu dış güçlerden önce siz bizi anlayın ve bu hizmetleri gerçekleştirelim” diyor.Ve diğer meşhur sözünü hatırlayacaksınız. Diyordu ki; “ya ne olursunuz bir kerede şu başınızı, gözünüzü yarmadan Milli Görüş’e gelin. Size anlatıyoruz dinlemiyorsunuz, gidip batıl partilere oy veriyorsunuz, başınızı, gözünüzü yardıktan sonra ağlaya ağlaya bizim önümüze geliyorsunuz, bir kere de aklınızı başınıza alın gelinde, başınızı, gözünüzü yarmadan yol yakınken Milli Görüş’e gelin” diyordu.
Şimdi bu sözleri daha da büyük anlam kazandı. Neden? İşte size nedenini söyleyeyim: Erbakan Hoca kırk sene, bunların ne olduğunu anlattı size bu FETÖ’ nün. Bu FETÖ ile iş tutmayın, bunlar dış güçlerin maşasıdır, bunlardan hayır gelmez, bunların yanında, peşinde giderseniz, bunlar inanın bir gün Siyonizm’e hizmet ederler.”Bunların peşinden koşmayın” dedi. Ama dinlemediniz,kulak asmadınız şimdi başınızı gözünüzü yardıktan sonra anlıyorsunuz. Erbakan Hoca size kırk sene bu uyarıyı yapmadı mı? Başınızı, gözünüzü yarmadan önce niçin dinlemediniz? Şimdi youtube’den, internetten videolarını izliyorsunuz vah hocam diye. Sen bunları söyledin, biz dinlemedik işte başımıza 15 Temmuz geldi, 25 Aralık geldi diye başınız, gözünüzü yardıktan sonra gelip ağlıyorsunuz.
Avrupa Birliği için Erbakan Hoca kırk sene ;“bunlardan bize dost olmaz, bunlardan hayır gelmez, bunlar bizi içine almaz, alsa da zaten bunlardan bir hayır gelmez, bu bir Hıristiyan kulübüdür, bunlar bizi oyalarlar sadece kapıya bağlarlar” dedi dinlemediniz. 15 sene kapılarında beklediniz, peşlerinde koştunuz. Şimdi gelmişsiniz bize toplantı yaptırmıyorlar, bizim uçağımıza iniş izni vermiyor diye Milli Görüş’e dönüyorsunuz. Erbakan Hoca kırk sene bunların size ne olduğunu anlatmadı mı? Allah rahmet eylesin şu;”kapıya bağlarlar almazlar” sözü ne kadar güzel bir söz. Ne demek bu? Bizi alacakmış gibi yapıp oyalarlar, bize uyum yasalarını çıkarttırırlar, bize istedikleri düzenlemeleri yaptırırlar sonrada içlerine falan almazlar. İşte kapıya bağlamak derken bunu kastediyor. FETÖ konusunda, Erbakan hocayı dinlemeyip kulak arkası ettiniz. Avrupa Birliği konusunda dinlemeyip kulak arkası ettiniz.15 sene peşlerinde koştunuz.
Erbakan Hocanın kırk sene dilinde tüy bitti, “Domuzdan post, Siyonizm’den dost olmaz” demedi mi Erbakan Hocamız? Kırk sene bu dersi anlattı, dinlemediniz stratejik ortağımız, müttefikimiz,platonik aşkımız,dostumuz dediniz. Şimdi geldiniz başınız, gözünüz yarıldıktan sonra; Efendim bunlar PYD’ ye silah veriyorlar diye ağlıyorsunuz. Bunlar teröre destek veriyorlar diye ağlıyorsunuz. 15 Temmuzu meğer bunlarAmerika Konsolosluğu’ndan organize etmişler diye ağlıyorsunuz. Bunlar Fethullah Gülen’i bize vermiyorlar, meğerse bunlar dost değilmiş diye ağlıyorsunuz.
Alın size bir diğer örnek daha; Büyük Ortadoğu Projesi. Erbakan BOP ortaya çıktığı ilk günden beri; “yapmayın, etmeyin, bu büyük İsrail Projesi’nin ambalaja sokulmuş halidir, bu bizim için bir felakettir, yapmayın, etmeyin” diye 80 yaşında olmasına rağmen gece-gündüz sizi uyardı. Dinlemediniz, kulak arkası ettiniz.
Şimdi diyorsunuz ki bu Suriye niçin bu hale geldi? Suriye’den 3 milyon mülteci geldi 20 Milyar harcadık daha yetmedi, harcamamız lazım, biz bu paraları nereden bulacağız? Efendim Mısır’da bu Sisi niçin darbe yaptı? Bizim dostumuz olan Mursi’yi niçin hapse tıktı? Ya siz değimliydiniz Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek olan? Efendim ondan sonrada diyorlar ki; bu Irak’ta ki Kürt yönetimi de fazla oluyor. Ya bunu söyleyecek en son kişi sensin. Yıllarca Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek olmadın mı? Kerkük’te Türkmenlere yapılan zulüm, Kuzey Irak’ın karıştırılması, orada sözde bir Kürt Devleti’nin kurulması…Bunların hepsi Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulamaları. Sen önce ağaca çıkmışsın oturduğun dalı testere ile kesiyorsun ondan sonra yere düştün; belim acıdı,başım acıdı diyorsun. Irakta Kürtlere bağımsızlık verilmesi Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir sonucu. Mısır’da Mursi’nin hapse tıkılması, Sisi’nin darbe yapması Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir sonucu. Şimdi çıkıyorlar diyorlar ki; yıllarca PKK ile uğraştık şimdide bu İŞİD karşımıza nereden çıktı? Nerden çıkacak Büyük Ortadoğu Projesi’nden çıktı. Sen Büyük Ortadoğu Projesini lolipop şekerimi zannettin?
Erbakan hocanın 92 yılında ki meclis konuşması aç seyret. “Burada Büyük İsrail Projesi kapsamında, Irak’ta rejimi değiştirecekler,Saddam’ı devirecekler,Suriye’yi bölüp,parçalayacaklar ve burada ortaya çıkartacakları terör örgütlerini Türkiye’nin başına bela edecekler” diyor. Siz bu dersleri hiç dinlememiş, anlamamışsınız. 15 Temmuz’da ki darbe girişimi de bir Ortadoğu Projesi’nin parçası. Suriye’yi bölüp parçalamak isteyenler, Irak’ı parçalamak isteyenler, Türkiye’yi de bölü, parçalamak istiyorlar.
Kırk sene gece gündüz Erbakan hoca dedi ki ; “ya bu Amerikan Doları’nı bırakın” ,Amerikan Doları’nın Dünya üzerinde ki etkisi devam ettiği müddetçe sömürülmekten, ekonomik çalkantılardan, kurtulamazsınız, şu Amerikan Doları’nı kullanmaktan vaz geçelim” dedi.”Bu hoca bize masal anlattı kırk sene” dediniz. Şimdi ekonomik kriz olup ta Amerikan doları 3,8’e fırlayınca “ya en büyük fena bu Amerikan Doları’nın Dünya üzerinde ki hâkimiyeti bizin bundan kurtulmamız lazım, En iyisi Rusya’ya gittiğimizde paraları başka türlü ödeyelim” demeye başladınız.
Erbakan hoca olsaydı ne derdi şimdi; “sizi gidi büyük sözü dinlemeyen yaramaz çocuklar” derdi. Erbakan hocayı Milli Görüş’ü dinlemezsen başını, gözünü yarıp gelirsin. İlle başınız gözünüz yarılınca aklınız başınıza gelecek.
İnşallah Erbakan hocayı şimdi elinizde imkân, güç varken anlarsınız da İslam elemine yararlı olacak işler yaparsınız.
Şimdi konferansımız için önemli olan bir takım hususlardan bahsetmek istiyorum. Şu son günlerde Avrupa’nın küstah tavrı karşısında millet ve devlet olarak ayağa kalktık. Elbette ki bu tavır, kabul edilebilecek bir tavır değil. Herkesten çok buna biz karşı çıkıyoruz. Ama bu tavırlara çanak tutulacak tavırlar yapıldı yıllardan beri. Avrupa’nın bu tavrı kendi inancından dolayı gayet doğalda, Osmanlı’nın torunları olduğumuz halde, altı asır Dünya’ya nizam veren bir ecdadın torunları olduğumuz halde onların kralları, kraliçeleri bizim padişahımızın atının üzengisini ancak öpebilerek gelen, bir millet olduğumuz halde 15 sene onların peşinden bizi içinize alın diye koştuk. Şimdi efendim bunlar bize terbiyesizlik yapıyorlar diye ağlıyoruz. Ama onlar kadar kendimize de kızmamız lazım. Şimdi bu son günlerde ki tavırlarından sonra ne diyor yetkililer; “bizi çekemiyorlar, kıskanıyorlar, çatlıyorlar. En son bir şey daha duydum muslukları kesildiği için böyle yapıyorlar diye. Bunların hepsi çocukça laflardır. Kahvehane sohbetleridir. Adam niçin sizi kıskansın? Bir kere ne yaptınız da sizin musluklarınızı kessin? Devlet ve millet olarak 800 milyar Dolar’a ulaşan borcumuzu mu kıskanıyorlar? On bin tane Almanya’dan ithal makam aracımızı mı kıskanıyorlar? Senelik 100 Milyar dolarlık dış ticaret açığımızı mı kıskanıyorlar? Açlık sınırının altında ki asgari ücretimizi mi kıskanıyorlar? Yüzde otuzu aşan genç işsizlik oranımızı mı kıskanıyorlar? Kendilerinin yıllık kişi başına düşen 50 bin Dolar seviyesindeyken, bizim on bin Dolar yıllık milli gelirimizi mi kıskanıyorlar? Almanya’dan Hollanda’dan İngiltere’den her sene Türkiye’nin üniversitelerine ilim tahsil etmeye on binlerce öğrenci geliyor da, ilimde, fende bizim önümüze geçtiler de ondan mı bizi kıskanıyorlar? Onların 40-50 sene önce bitirdiği hızlı trenleri, otobanları biz daha 2000’li yıllarda yapıyoruz diye mi kıskanıyorlar? Bunların hepsi boş laflar. Burada bir gerçeğin tespitini yapmak için söylüyorum bunları bu rakamlarla, bu gerçeklerle, bu tabloyla onlar bizi kıskanmazlar, gülerler ancak.
Her şey Almanya’nın Hollanda’nın bizim 3. Havalimanımı kıskanması ile başladı diyorlar. Ya buna kreşteki çocuklar bile güler. Senin 3. Hava limanını niçin kıskansın adam? Bunların hepsi çocukça sözler.
Türkiye’nin toplan kamu borcu 2002 yılında 270 Milyar TL İken 2016’da 800 Milyar TL ye geldi. Cumhuriyet hükümetlerinde 80 senede bütün hükümetlerin yapmış olduğu toplam borç 270 Milyar TL, son 15 senede yapılan borç 530 Milyar TL
Şimdi gelelim en son gelişmeye yani varlık fonuna nedir bu varlık fonu? Dış güçler, yani paranın sahibi olanlar Türkiye Cumhuriyeti Devletine diyor ki; arkadaş bu güne kadar size hazine teminatı ile borç veriyorduk. Ama bundan sonra artık size bu şartlarda borç veremeyiz. Çünkü borcunuz çizmeyi aştı. Diyorlar ki; artık bize başka teminat getireceksiniz ancak öyle borç veririm. Bizimkiler ne yapıyor? Eti Maden’i, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’nı, Türk Hava Yolları’nı, Çaykur’u, Ziraat Bankası’nı hepsini getirip bir sepete koyup alın size teminat diyor. Teminat vermek ne demek? Eğer bu borcu ödeyemezsen, bu varlık fonu sepeti içerisine koyduğun bütün varlıklar dış güçlerin eline geçecek demektir. Varlık fonu bir ülkenin iflastan önceki son durağıdır.
Bakın Ankara-Konya hızlı tren hattının bütün maliyeti 450 Milyon Dolar. Yani yarım milyar dolar bile değil. Bir senede faize ödediğimiz rakam ne kadar? 20 Milyar Dolar. Faize ödediğin parayla 15 senede Ankara-Konya hızlı tren hattı değil, senede kırk tane Ankara-Konya hızlı tren hattı yaparsın. Ankara-Sivas hızlı tren hattının toplam Maliyeti ne kadar? 750 Milyon Dolar. Bir senede faize ödediğin parayla 30 tane Ankara-Sivas arasındaki hızlı tren hattından yaparsın. 1. önemli husus bu önce cebime 50 lira sıkıştırıyorsun, giderken arka cebimden 450 lira alıyorsun. 2.si bu hizmetleri milli kaynaklarla değil borç ile yapıyorsun. İhale ederken parayı dışarıdan faiz ile borçlanarak alıyorsun o borcuda faizi ile beraber milletin sırtına yükleyip ödüyorsun. Sen masanın başında oturup elin taşı ile elin kuşunu vuruyorsun senin yaptığın bir iş yok ki. 3. temel gerçek ne? Bu hizmetleri yeli ve milli olarak yapmıyorsun. Dışarıdan ithal ediyorsun. Yapılan hızlı tenlerin, otoyolların, köprülerin, tüp geçitlerin, hava alanlarının yüzde seksenlik kısmı yabancılar tarafından yapılıyor bunları biz yapmıyoruz ki.
Efendim ecdadımız sultan Fatih gemileri karadan yürütmüştü, bizde arabaları suyun altından geçiriyoruz. Arabaları sen geçirmedin suyun altından elin Japon mühendisleri geçirdi. Parasını Avrupa’dan, Amerika’dan borç aldın, Japon müteahhitleri çağırdın şuraya bana bir tüp geçit yap dedin sonrada sultan Fatih gibi bende diyor arabaları suyun altından yürüttüm diyor. Erbakan hoca olsaydı;”hadi oradan Sultan Fatih kim siz kim” derdi.
Yatırım, istihdam, kalkınma borç ve faiz ekonomisinden kurtulup milli kaynakların kullanılması lazım. Cenabı Allah inşallah 40 sene boyunca bu milletin ve İslam âleminin derdine Milli Görüş, Erbakan hocamız derman olduysa, yeni dönemde de bizlere derman olmayı nasip eder inşallah.”